9 Kasım 2015 Pazartesi

Tatlı Bir Mola

Pelit Çikolata Müzesini hiç duydunuz mu? İstanbul Esenyurt' da yer alan çikolata müzesine gittik. 20TL giriş ücreti ve bir paket çikolata hediye ediyorlar aynı zamanda müzede ikramlarda var. Pelit çikolata fabrikasının yanı sıra içinde müze, resturant ve cafesi bulunmaktadır. Haftanın tüm günleri müze ziyarete açıktır. 




  Herşey çikolatadan yapılmış olan çok lezzetli bir müze. Müzeye girmeden önce çikolata çeşmesinden çikolata ikramı yapıyorlar. Sonra müzeye giriyorsunuz kocaman bir ağaç ve mahalle sizi karşılıyor herşey çikolatadan yapılmış. Hatta ben inanmayınca çatıdan parça koparıp bize ikram ettiler, çok lezzetliydi. Aa çikolata şelalesinide unutmamak gerek ve tadım serbest. Sonra Mevlanadan Atatürke kadar bütün değerli kişilerin heykelleri çikolatadan yapılmış onları görüyorsunuz ve İstanbul manzarası sizi karşılıyor. Tabi Nuh'un gemisini unutmamak gerek.
 






  Üst katda ise pasta şekerinden yapılmış minyatür heykeller vardı. Çok tatlı ve lezzetli bir müze. Aynı zamanda 3d tablolar var. Burada fotoğraf çektirebilirsiniz. 
Ve çok güzel pastalar var bu alanda. Ben düğün pastamı buldum. Üst üste olan bavullar gibi görünen düğün pastası benim olmalı. 



  






26 Ekim 2015 Pazartesi

Bu gezgin kim? Herşey Gezimanya söyleşisinde

https://gezimanya.com/Soylesiler/ebru-hepgokcen-gezginim-fakat-konfordan-asla-vazgecmem

Gezginim fakat konfordan asla vazgeçmem



 Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Benim asıl mesleğim doğum ve bebek fotoğrafçılığı. Aynı zamanda da gezi dergisinde fotoğrafçıyım. İki mesleğimide çok seviyorum.


Şimdiye dek hangi ülkeleri gördünüz? Favoriniz hangisi ve neden burası? Evet, zor bir soru : )

Bugüne kadar 82 ülke gördüm ve bu benim için hakkaten çok zor soru. Ama görmediğim ülkeleri saymam gerekirse Avustralya ve Yeni Zelanda hayalimde ki ülke, aynı zamanda Bora Bora adalarını, Laponya Lapland ve Ürdün Petra görmek istediğim yerlerden biri. 
Favori olan ülkem ise Greenland. Çünkü Yeşil Ada olarak da geçse her yer buzlarla dolu olan bir ülke. Oranın yaz döneminde gitsekde kışı yaşadık. Ama buzların yürümesi ve balina turu muhteşemdi. 



Kendinizi bir "gezgin" olarak nasıl tanımlıyorsunuz?

Gezginim fakat konfordan asla vazgeçmem. Heryeri gezerim, her ortama girerim fakat gerekmedikçe otostop olaylarına kalkışmam ve kalabalık hostel odalarında kalmam. Sonuçta insan oğluna güvenmemek gerek. Herkes iyi diye bir kaide yok. 



Peki, hiç otostop ile gezdiniz mi? 

Evet 2 defa başıma geldi hemde Türkiye de Antalya bölgesinde. Antik kent düşkünlüğü var bende ve tabi her yere ulaşım minibüslerle olmuyor. Tabi yolda kaldık. Bir aracı durdurdum, oturduğum yerde paslı bir testere vardı ama adam işçi imiş, güveni verdi ama korktuğumda bir gerçek. 



Seyahatlerinize çok küçük yaşlarda başladığınızı biliyoruz, nasıl gerçekleşti bu durum?

Ailem gezmeyi çok seviyor. Annem ve babamla ilk deneyimim 4 yaşında Kıbrıs, 5 yaşında 21 günlük Amerika gezisi ile başladı. Genelde tursuz münferit olarak gezeriz.




Sıradaki seyahatiniz nereye olacak?

Ya Cruise ile Dubai, Umman olacak ya da Tanzanya olacak. İnsan görmekten artık ben çok sıkıldım  






Seyahatlerinizde yemek yemek için nereleri tercih edersiniz? Favoriniz hangi ülkede/şehirde hangi yemek?

Yemek sorunum yoktur. Kızartılmış böcek ve köpek harici çoğu şeyi tattım. Kore'ye gittiğimizde balık pazarında yılan balığı yemiştim. Kesip pişirseler bile hayvan hala kıpır kıpırdı. Favori yiyeceğim sanırım yok 






Farklı bir ülkeye yerleşmeyi hiç düşündünüz mü? Düşündüyseniz neresi ve neden?

ABD veya İngiltere'yi düşünüyorum. Sonuçta bu ülkede çocuk yetiştirmek düşünülecek bir konu. Tabi henüz evlenmedim bile yani daha çok var bu konuya. Ben sanırım Türkiyeyi terk edemem sonuçta burası vatanımız. Orada 2.sınıf vatandaşız. 





Son zamanlarda bir Güney Amerika seyahatiniz oldu, biraz anlatır mısınız? Hangi ülkeleri gördünüz, orada yaşam sizce nasıldı?

Peru, Bolivya ve Şili' yi gördük. Şili gezisi daha önceden yapmıştım Patagonya bölgesi olarak. Ve Antartikanının ucuna kadar gitmiştik Cruise ile. 
Asıl benim hayalim Bolivya'da olan Salar De Uyuni idi. Burası dünyanın en büyük tuz gölü.  Tabi göl ama her yer bembeyaz olan bir göl burası. Çok az su birinkitisi var.
 Bolivya büyü olaylarına inanan ilkel bir ülke. Peru ise mimari ve doğal güzellikler olarak güzel idi.






Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız blogunuzun adresini öğrenebilir miyiz?

http://www.leylegihavadagordummm.blogspot.com

Ayrıntılı bilgi için: https://gezimanya.com/Soylesiler/ebru-hepgokcen-gezginim-fakat-konfordan-asla-vazgecmem

16 Ekim 2015 Cuma

Soylu Bir Ulus: Frigler

İstanbul Pendik tren garından sabah treni ile Eskişehir'e 2 saat 45 dakikada vardık. Bu gezide amacım frig vadisini ziyaret etmek idi. Benim antik şehirlere karşı bir ilgim olup her gittiğim şehirde ziyaret etmek isterim. Ama ne yazık ki çoğu harap durumda.


Frigler M.Ö. 700 ile M.Ö. 1200 yılları arasında hükümdarlığını sürmüş bir milettir.
Frigya öncelikle bir tarım ülkesi idi. Frigya kralları tarıma ve hayvancılığa önem verirdi. Sakarya ve porsuk nehirleri ile can bulan ve Ana Tanrıça Kibele'nin kutsadığına inanan bereketli ovalardaki ürünün bolluğu, el sanatlarındaki gelişmişlik, Frig toplumuna fark edilir bir zenginlik kazandırdı ve Frigya, efsanelerle "dokunduğu altın olan Kral Midas'ın ülkesi" olarak tanındı. 





Frig vadisi Eskişehir, Afyon ve Kütahya arasında yer almaktadır. En büyük bölümü Eskişehir'dedir. 

Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı yani Midas Anıtı Frig kaleleri ile koruma altına alınmıştır.
​Frigyanın dini merkezi Yazılıkaya Platformuna doğru yamacında yer alır. Güneşe dönük yüzüyle bir tapınak cephesi biçiminde işlenen olağanüstü güzellikteki kaya işçiliğiyle dikkat çeker. Orjinal simetrik geometrik motifleri ve 17 metre yüksekliği ile dünyanın ünlü kaya anıtıdır.

Frigler, dağlarda ve çıplak yaşadığına inandıkları Ana Tanrıça Kibele adına kayalara tapınak cephesi biçiminde işledikleri doğal tapınma alanlarında dinsel törenler yapmışlar. Kibele'nin doğanın, şehirlerin, tarımın, bolluk bereketin ve genç kızların koruyucusu olduğuna inanılırdı. 

Ayrıca burada Gerdekkaya anıtsal kaya mezarıda görülmesi gereken bir anıt idi.




9 Mayıs 2015 Cumartesi

Büyü ve büyücü ülkesi Bolivya

Bolivya'nın Huatajata şehrinde İnca Utama Otel'de kaldık. Titicaca gölünün kenarında idi.

Ve otelde Lamaların olduğu çiftlik, otantik bir klise, eski bir maket kasaba ve büyü müzesi bulunmaktaydı.

Bana enteresan gelen büyü müzesini anlatmak istedim. Hafif aydınlık olan bir yere geldik ve labirent gibiydi. Burada hayvanlardan, otlardan insanlara şifa ve büyü yaptıklarını anlatıyorlardı. İnsan ve hayvan maketleri bulunmaktaydı hatta bir bölümde lama, flamingo, timsah gibi maketler vardı ve ses efekti ile korkunç bir hava yaratmıştı.

Daha sonra tren raylarının üzerinden geçtik ve bizi şifacı/büyücü bir amca karşıladı. Karşısına oturduk otlardan bir karışım yaptı, ateşe attı, ateş parladı, ama ne oldu hiç birimiz anlamadık çünkü o karanlık ve o sesler çok korkunç idi.















İnka Antik Şehri- Machu Picchu

Mart ayında Peru, Bolivya, Şili gezisi yapmıştım ve gezi yazılarında Peru'da bulunan Macha Picchu'yu yazmamıştım. Bu antik kent 2360 metre yükseklikte olup Peru Cusco şehrine 88km'dir.

Burası Antik şehir olarak bilinse de İnka Kralı'nın yazlık sarayı idi.  Dünyanın 7.harikası olarak geçmektedir. Unesco tarafından koruma altına alınmıştır.

İlk olarak Cusco'da ki otelimizden sabaha karşı çıkıp 1 saat otobüs yolculuğu yapıp istasyonda bulunan trenimize bindik. Tren çok lüks idi. Tavanda camlar bulunmakta ve manzarayı güzelce seyredebiliyorduk.

Trende ikramlar oldu ve 2 saatlik yolculuğun ardından şehir kısmına geldik ve oradan da 30 dakika otobüs yolculuğu ile Antik şehre geldik, çok büyük ve güzel idi. Ay tapınağı, Kartal tapınağı her şeyi tek tek anlattı orada ki yerel rehber. Tam bitiyordu ki tur burası İnka Kralının yazlık sarayı dedi. Bütün güzel yerler zaten kralların veya başbakanların değil midir..








8 Mayıs 2015 Cuma

Mersin'de görülecek yerler

4 günlük boydan boya Mersin gezisi yaptım Pegasus ile uygun uçak bileti bulunca.
İlk olarak Adana'dan 40 dakika da Tarsus'a geçtik ve Tarsus şelalesini gördük.





Ashab-ı kehf yedi uyuyanlar mağarasını gördük. Kuran'da burasıyla ilgili bahsi geçen ayetlerde bulunmaktadır.






Mersin' giderken Nusret Mayın Gemisini gördük.







Mersin çok büyük bir şehir olup tam şehrin göbeğinde 70 katlı Radisson Blu Hoteli bulunmaktadır.



Tabi kii Tantuni yemeden olmaz idi..

Ertesi gün Astım mağarası






Ve Cennet Cehennem çöküklerine gittik. Burası çok derin mağaralar ve Cennet çöküğü ne kadar yeşil ise Cehennem çöküğü ise siyahımsı ve kasvetli bir yer idi. 










Kız Kalesine gittik. Kız Kalesi denizin ortasında bulunmaktadır ve yazın caretta carettaların yumurtlama yeridir. Sahilde ki kalede onun uzantısıdır.





Ardından Roma dönemi Agorasını ziyaret ettik. Aynı zamanda burada bazilika da bulunmaktadır.





Sonra Olba Krallığının sınırları içinde olan ve dinsel anlamda önemli yeri olan Kanlıdivaneye gittik. Ortada ki vadi gibi olan boş alana insanları attıkları için Kanlıdivane ismi verilmiştir.






Silifke kalesini görüp yukarıdan Silifke manzarasını seyrettik. 







Taşucu çok gelişememiş bir yer idi. O kadar Kıbrıs'a ulaşım oluğu halde..







Fakat Hristiyanlıkda çok önemli yer olan Aya Thecla Yeraltı Mağara Klisesini gördük. Burası bir antik kent olup günümüze sadece sarnıç ve klise kalmıştır. Klise yer altında bulunmaktadır. Eskiden burası Azize Thecla'nın yaşadığı ev idi ve burada hastaları tedavi edip, vaazlar verirdi fakat daha sonra öldürülme kararı alınca bu mağara evde kaybolmuştur daha sonra burayı kliseye çevirmişlerdir. Ve ilk din şehidi olduğu için Hristiyanlık da çok önemli bir yeri bulunmaktadır.









Antalya sınırı olan Anamur'a kadar gittik.






Anamur'dan Adana'ya dönüp ve tabii kii hava şartlarından ötürü uçağımız Ankara da indi 1 saat uçakta bekleyip tekrar istanbul için kalkış yaptı. Başka yerler de uçağın inmesi bize alışkanlık yaptı..